istanbulescort
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort

YERYÜZÜ MESCİTTİR

Camiler Yüce Allah’ın evleri, İslam’ın en belirgin sembolleridir. Bununla birlikte yüklendikleri eğitim fonksiyonuyla da yüzyıllardır Müslümanların dinî, millî ve ahlaki eğitiminde çok önemli merkezler olmuşlardır.

Gündem Yayın: 01 Ekim 2020 - Perşembe - Güncelleme: 01.10.2020 16:41:36
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
Takip EtGoogle News

Camiler Allah’ın evleri ise Müslümanları Rablerine misafir olmaktan alıkoyan nedir? Camiler sorgulamadan yargılamadan Müslümanları beklemektedir. Gelenlere kalbini açmakta, bir dost sıcaklığı ile manevi ikramlar sunmaktadır.

Camiyle kurduğu yakın bağın mümine kazanımı elbette büyük olacaktır. Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadisinde, “Bir kimsenin camilere gitmeyi alışkanlık hâline getirdiğini görürseniz, onun mümin olduğuna şahitlik edin!” buyurmuştur.

Cami ile bağın sürekliliği aslında Allah’la bağın sürekliliği ve canlı tutulması anlamına gelir.

Allah Resulü kendisini bir muallim olarak tarif etmiştir. Mescid-i Nebi’nin hemen arka duvarında bulunan ve genç sahabilerin İslam’ı öğrenmek ve barınmak için kaldıkları “Suffe”, cami ve ilim faaliyetlerinin aynı fiziki mekanda icra edildikleri ilk kurumsal örnektir. Orada Efendimizin tedrisinden geçen sahabiler, Efendimiz’den sonra onun bu örnekliğinden ve gösterdiği ufuktan hareketle cami kubbesi altında mabet ile medreseyi; ilimle ibadeti birleştirmişler ve bu temeller üzerine yeryüzünün en kutlu medeniyetini inşa etmişlerdir.

İslam, yaratana rağmen insana yaşam standardı dayatan tanrısallara tavır almayı öğreterek ve sadece Allah’ı ilah kabul etmeyi özgürlük olarak nitelendirerek onu hakikat yolculuğuna çıkarıyor. İçerisinde O’ndan başkasına ibadet edilmeyecek mescitlerden hareketle insanın hayatını tanzim ediyor. Hakikat kaynağı olan kitap ve o hakikatin rehberi peygamber ile somut bir yaşam modeli ortaya koyuyor ve ona huzurun ve ebedî kurtuluşun yolunu gösteriyor. Allah’tan başkasına boyun bükmemenin verdiği güven duygusunu ve bu geçici heveslerin ve fani hayatın ötesinde ebedî bir hayatın ve aşkın bir hakikatin varlığını ona hatırlatıyor. İşte bu yaşam modelinin merkezinde iman var, ilim var, ibadet var ve ahlak var. Bu yaşam merkezinin ortasında ilim, ibadet ve hikmeti aynı kubbe altında toplayan cami var.

Bizim medeniyetimizde hayatın merkezinde tüm temel yaşamsal ihtiyaçları bünyesinde toplayan cami vardır. Bu manada cami âdeta şehrin kalbi ve enerji merkezi gibidir. Cami kalbin vücuttaki tüm kanı bünyesinde toplaması gibi ritmik bir rutinle beş vakit ve her vakit insanı ve hayatı kendisinde toplar, temizler, arındırır ve şehrin kılcallarına geri yollar. Ruhlara enerji verir ve sürekli bir sosyalleşme, huzur ve dayanışma ortamı üretir. Tevhidi öğretir, vahdeti öğretir, bir ve beraber olmayı, kardeşliği öğretir

Bugün 90 bini aşkın camimizde başta hutbe, vaaz ve irşat hizmetleri olmak üzere; sohbetler ve cami dersleri kapsamında yaygın ve yetişkin din eğitimi ile topluma dinî ve ahlaki erdemlerin kazandırılmasını amaçlayan yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Belki de tüm bu çalışmaların en önemlisi yaz tatillerinde ilk ve ortaöğrenim öğrencilerimize yönelik camilerde düzenlenen yaz kurslarıdır. Bu faaliyet kuşkusuz geleceğimiz olan yavrularımızın körpe dimağlarına en doğru ve gerekli bilgileri ulaştırmak açısından hayati öneme sahiptir.

Toplumumuzun tüm kesimlerine dinimizin temel hakikatlerini en etkili, doğru ve yaygın bir şekilde ulaştırmanın gayreti ile çalışan Diyanet İşleri Başkanlığımız, her yıl ekim ayının ilk haftasında mutat olarak idrak edilen “Camiler ve Din Görevlileri Haftası”nın ana temasını bu yıl, önemine binaen “Cami ve İlim” olarak belirlemiştir. Hafta dolayısı ile icra edilecek tüm faaliyetlerde kadim medeniyetimizde cami ve ilim merkezli olarak yapılan çalışmaların yeri ve önemi göz önünde bulundurularak camilerimizin ilim ve ibadet merkezi olduğuna dikkat çekilecek, camilerimizi yeniden dinî, ilmî ve toplumsal hayatın merkezine taşımanın önemine vurgu yapılarak camilerimizin tarihte yüklendikleri misyonu yeniden kazanmaları için farkındalık oluşturulacaktır.

Rabbimizin bizi iyilerden yazması için, O’nun en sevdiği mekânları seven ve en sevdiklerinden olabilmek için, mümin olduğumuza din kardeşlerimizin şahitlik etmesi için, Rabbimizin bizi ahirette arşının gölgesine alması için, kardeşliğimizi pekiştirmek için camiyi hayatımızın merkezine alalım! Buluşma noktalarımız camiler olsun! Gönlümüz camilere bağlansın!

1-7 Ekim tarihleri arası "Camiler ve Din Görevlileri Haftası" olması münasebetiyle gönül dünyamızı ve manevi hayatımızı imar ve inşa eden camilerimizin, yaşadığımız salgın sürecinde içinde bulunduğu mahzun durumdan bir an önce kurtulması temennisiyle tüm Tarsus’lu hemşehrilerimin haftasını tebrik ediyor, camilerimizin inşası ile maddi ve manevi imarında görev alan kardeşlerimize şükranlarımı sunuyor, ahirete irtihal edenlere de Yüce Mevla'dan rahmet ve mağfiret diliyorum.

Ali CAN/Tarsus Müftüsü

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.