DÖRT DUVAR
FİLİZ DAŞ
filizdas33@gmail.com -Seni düşündüğüm an çağlayan olan yaşlar
Gözümden dökülüyor dört duvar arasında
Tellere nağme veren hançer yarası kaşlar
Sazımdan sökülüyor dört duvar arasında
Ter döken düşlerimin boşluğuna ip salıp
Sabrı kopmuş zincirin dehlizinde kaybolup
Son kalan nefesimle kadere mağlup olup
Bileğim bükülüyor dört duvar arasında
Gün aydın mı, gece mi, var mı ki bir önemi
Finalidir âhirin cennet ve cehennemi
Bir nakış iğnesiyle işlenen hüznün nemi
Yakama dikiliyor dört duvar arasında
Cılız bir ışık vurur gözlerimin ferine
Kök salar bakışların kalbimde en derine
İçimi yağmalarken ikimizin yerine
Çok canım sıkılıyor dört duvar arasında
Dikenli sularında her gün gezdiğim Hanya
Gölgesinde yandığım şehrin adıydı Konya
Yerim kalmamış gibi ansızın bütün dünya
Üstüme yıkılıyor dört duvar arasında
Ucu yanık heceler dolanırken bünyeme
Çaresiz kafiyeler yazılıyor künyeme
Bir alev topu düşüp yokluğunda fünyeme
Bağrımda yakılıyor dört duvar arasında
Sonsuzluğun resmiydi duvarıma asılan
Hacizli gülüşümün kaşesiydi basılan
Ağustos'ta üşürken yön veren o pusulan
Buzlara takılıyor dört duvar arasında
Ilık ılık akarken damarımdan günahım
Figânı duyulmadık var mıdır bir gün ahım
Yitik kelimelerin son vedasıyla ruhum
Bedenden çekiliyor dört duvar arasında...