istanbulescort
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort
16 Aralık 2020 - Çarşamba

ÇARHIMA GERDİĞİMİZ MİSTİK KAVRAM: “EMPATİ”

Yazar - İsmail ŞİMŞEK
Okuma Süresi: 4 dk.
İsmail ŞİMŞEK

İsmail ŞİMŞEK

i-simsek33@hotmail.com -
Takip EtGoogle News

 Dünyamızın bu güne kadar belkide en ihtiyaç duyduğu  kavram: ‘’ EMPATİ’’

Ve tartışmasız tüm insanlığın sahiplenilmesi halinde en önemli can simidi…

İhanetlerimizle yok etmeye çalıştığımız dünyamızı, insanlığımızı kurtaracak, budayarak körelttiklerimize, yaşam alanlarımıza huzuru,barışı getirecek yaşam suyumuz, ab-ı hayatımız belkide tek  olmazsa olmazımız… 

Kendini bir şey sanan böbürlene böbürlene adeta dünyayı ben yarattım diyebilecek kadar küstahlaşan, bir virüs karşısında bu kadar acizleşebilen  biz insanoğlu, bu kıymetli kavramı ne kadar sahipleniyoruz bunu hiç düşündük mü?

 Değersiz gördüğümüz belkide üzerinde hiç düşünmediğimiz sıradan bir bitki florasının örneğin evimin bahçesinin bir köşesindeki otsu küçük bir bitki çeşitliliğinin bana ilham kaynağı olduğunu söylersem abartmış olmam belki…

 Ağustos’un bitimiyle sararmaya yüz tutmuş arsız ayrık otu, sarı dikenli deve dikeni, boynunu bükmüş nazlı kırmızı gelincik çiçeği, karışık beyaz sarı papatyalar farklı birbirine benzemeyen onlarca bu bitki varyasyonunun  bir arada yaşama refleksini  nasıl elde ettiğini  ve bu sırrın  insan  denen beşer tarafından  nasıl becerilemediğini  biraz tebessüm belkide birazda gıpta ile izledim.

Nihayetinde bir bitki topluluğu diyerek tepeden baktığımız zorunlu birlikte yaşama gerekliliğini biz insanlara hatırlatan, hatırlatırken adeta bizlere dersler veren  bu küçük otsu bitki florası, bu bilge tavırları ile  nasihata ne kadar çok muhtaç olduğumuzu düşündürdü bana…

Bir bitki topluluğu olarak farklı karakterlerde yaratılımış olsalarda birbirlerine katlanabilen, sarı deve dikeni belki bende olabilirdim diyebilen sarı papatyanın, horlanan arsız ayrık otunun kaderi benim kaderimde olabilirdi diyebilen gelincik çiçeğinin kendisini karşısındakinin yerine koyabilme empatisi, biz arsız insanoğlunu utandırması gerekmiyor mu?   

Bu kadar kapsayıcı olan yere göğe sığdırmakta imtina etmemiz gereken bir bitki topluluğunun birarada yaşama refleksini gerçekleştiren bu sihirli kavrama ne kadar sahip çıkıyoruz, insanlık olarak ne kadar içselleştirebiliyoruz bunu hiç düşündük mü?

Toplumsal yaşamımızda bu sözcüğün etki kapasitesi  hakkında  konuşurken hasbel kader mangalda kül bırakmıyoruz.Ancak empati kavramının uygulama pratiğine girdiğimizde kendimizle çelişiyor, düşüncelerimize ihanet ediyoruz.

‘’ Empatiyi’’ adeta çarhıma geriyoruz.

Bakın içinde yaşadığımız dünyanın haline…

Mesela dünün ve bu günün tüm  savaşlarının, kavgalarının, kaoslarını kökenine indiğinizde insanlık olarak hala empati olgunluğuna ulaşamadığımızı, ben merkezci narsist anlayışının empati kavramını çivileyerek çarhıma gerdiğini görürsünüz.

Örneğin demokrasi ve özgürlük algısının, bir yalan olarak siyasal ve sosyal mühendislik üzerinden kullanılarak bu coğrafyanın bilinç bulanıklığı yaşayan halkına çok yönlü  perspektiften sözde bir kurtuluş eşiği olarak lanse edilerek talan edildiğini  görürsünüz.

Veya enfekte zihinlerin empatiden uzak çıkar odaklı bu anlayışlarının, içinde yaşadığımız dünyaya maalesef her defasında kan ve göz yaşı getirmekten öteye gidemediğini gözlemlersiniz.

Tüm bu olgular bir gerçeklik olarak düşünüldüğünde, empati kavramını bir davranış modeli olarak insanlığın kendi menfaatlerine nasıl  feda ettiğini, hoyratça nasıl ayaklar altına aldığını görürsünüz.

Anlayabildik mi farkına bile varamadığımız bu küçük bitki topluluğunun insanoğlu olarak bizlere vermek istediği o büyük insanlık dersini?..

Anlayabildik mi?

 

 

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.