istanbulescort
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort
17 Nisan 2021 - Cumartesi

EGO’NUZU KONTROL EDEBİLİYOR MUSUNUZ?

Yazar - İsmail ŞİMŞEK
Okuma Süresi: 4 dk.
İsmail ŞİMŞEK

İsmail ŞİMŞEK

i-simsek33@hotmail.com -
Takip EtGoogle News

Bu soruyu kendimize soralım…

Bunu başarabilsek sorunun kaynağına ineceğiz,belki de ‘’EGO’’ kavramı  bir çok sorun, olmaktan çıkıp sosyolojik ve psikolojik bir kavram olarak sosyoloji veya psikolojik literatürler olarak ders kitaplarında belki sadece bilgi olarak varlık kazanacak!

Ancak bizler bu habis kavramın psikoloji ders kitaplarında sadece bir bilgi olarak veya literatür bir kavram olarak kalmasına izin vermiyoruz.

Yaşam alanımızın bir parçası olarak varlığımıza bir meşguliyet kazandırsın, yeri geldiğinde insanlık onurunu aşağılamak adınada olsa  boyun eğdiğimiz, rıza gösterdiğimiz literatür bir kavram olmaktan çıkıp eylem pratiğimizin bir parçası olsun istiyoruz.

Kısacası bu habis kavramını önceleyerek kendi boynumuza ilmiği kendimiz geçiriyoruz.

Mesela,

Barış varken savaş!

Hoşgörü varken kavga!

Alçakgönüllülük varken, alçaklığa gönüllülük!

Mütevazilik varken kibir!

Nedeni ise  bir türlü durduramadığımız, baş edemediğimiz egomuz,  bencilliğimiz…

Hepsinin panzehiri ise; ‘’ Egoyu kontrol edebilme!’’

Günlük hayattan kısaca çevremizden kendimizden örnek verelim.

Öncelikle kendinizle ilgili olarak egonuzu yani bencilliğinizi kontrol edebiliyor musunuz?

-Mesela, toplu taşımada rahatınızdan fedakarlık yapıp ayaktaki bir yaşlıya, engelliye veya   hamile bir bayana yer vermeniz gerekirken, uyuyor numarasına yatıp bunu yaparken bu yaptığım doğrumu düşüncesiyle  kendinizi sorguladınız oldu mu?

-Kırmızı ışıkta geçerken, hiç hak ihlali yapmış olabilir miyim birinin hakkına girmiş olabilir miyim düşüncesine kapıldığınız oldu mu?

-İnsanlar çöplerden ekmek toplarken, çöpe döktüğünüz ekmeğin bir gün sizi hesaba çekeceğini  hiç düşündünüz mü?

-Rengini dahi hatırlayamadığınız yüzlerce giysinizden üşümemek adına sadece bir tanesine  ihtiyacı olabilecek bir insanın var olabileceğine hiç kafa yordunuz mu?

Veya, sürekli daha konforlusuna ve büyüğüne sahip olmak için trilyonlarca para dökmekten kaçınmadığınız rezistansların sadece bir odasına ihtiyacı olan sokaktaki evsizlerin durumuna üzülüp ben ne yapmaya çalışıyorum öz eleştirisini kendinize reva gördünüz mü?

Bunları kendi düşüncenizde ve eylemlerinizde içselleştiremiyorsanız içinizde bir yerde ‘’ egosantrizm’’ denilen  ben merkezci bir psikolojik hezeyanı yaşıyorsunuz demektir.

Dünyanın % 10’luk kesimin dünyada elde edilen gelirin % 85’ine sahip olduğunu biliyormuydunuz?

Geriye kalan % 15’in,  % 90’lik kesim arasında paylaşıldığını…

Bunca serveti olmasına rağmen insanoğlu neden hep daha fazlasını ister, haksızlığı hukuksuzluğu ve zalimliği  gücünün yettiği kesim üzerinde denerken verdiği bir nefesi, bir daha geri alamayacağını neden düşünmez?

Rus yazar Lew Tolstoy’un bir sözü vardır: ‘’Büyümek için büyümek sadece kanser hücresinin ideolojisidir.’’ der.

Sürekli büyüyen kontrol ederek sınırlayamadığımız isteklerimiz, arzularımız ve hırslarımız aslında psiko-patolojik bir hastalığa işaret etmektedir.

 Çağımızda patolojik bir rahatsızlık olan kanseröz oluşum sadece kadavramızı ilgilendiren bir hastalık değildir. Bu kavram aynı zamanda psikiyatrik bir hastalık  olarak ruhumuzu ve duygularımızı da esir alan, gittikçe büyüyen ve yayılan metastaz yapan bir hastalık olarak insanlığın her türlü yaşam alanına sirayet eden  psişik bir duruma yönelmektedir.

Bu ruhsal handikap insanlığın yaradılış tıynetine muhalefet ederken beraberinde değer gören  hilkatta yaratılanın üstünlüğüne, iftihar edilecek ve övünülecek özelliğine  leke sürerek bu aşağılanma  hissiyatını baskın hale getirmektedir.

Kabahati başka yerlerde aramak yerine öncelikle kendimizde aramalı kendimizi sorgulamalıyız. Kendi dışımızda şahit olduğumuz bir çok insanın başını sokacağı bir evi yokken bizler  artık sıkıldık bahanesiyle standartın üstündeki evimizi değiştirmeyi denerken kendi dışımızdaki bir çok gerçeği görmezden gelerek  maalesef kendimizi iknaya mecbur htiğimiz kavramlar arkasına sığınmaya devam ediyoruz.  

Eğer bu söylenenlere  zerre kadar kafa yormadan gülüp geçiyorsanız bilmelisiniz ki, sizde de bu ‘’ egosantrizm’’ denen ‘’ ben merkezcilik’’  hastalığının bir   kalıntısı var demektir.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.