istanbulescort
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort
26 Mayıs 2023 - Cuma

ONURUMLA VURUŞARAK KAYBEDERDİM

ONURUMLA VURUŞARAK KAYBEDERDİM

Yazar - İsmail ŞİMŞEK
Okuma Süresi: 6 dk.
İsmail ŞİMŞEK

İsmail ŞİMŞEK

i-simsek33@hotmail.com -
Takip EtGoogle News

Siyasetin özü; fikriyat ve hizmet pratiğidir.
Bu alanı kimileri ideolojiler üzerinden tasavvur ederken kimileri de hizmet odaklı yönetim
anlayışı üzerinden pratiğe döker. Dolayısıyla siyaset; yönetim ve kişisel yetkinlikleri
içermenin yanında siyasal teori ve pratiği birbirine entegre eden bir liyakat bir donanım
alanıdır. Bu yüzden de donanım, birikim ve bu meziyetlerle birlikte gelecek tasavvuru klişesi
üzerinden geçmiş ve bugünü harmanlayarak yarınlara dönük güncellemeler içeren yetkinlik
ve yeteneklerin etkinlik sahasıdır siyaset…
Siyaset, aynı zamanda hizmet üreterek bunu uygulama sahası olan siyasal mecraya sokup
geçmişten alınan tecrübeyi bugün ile harmanlayıp yarınlara dönük bir perspektif çizmektir.
İşte bu sayede siyaset alanı kıymetlenir. Zira siyaset; sorunların, güçlüklerin aşılmasında, yeni
ihtiyaçların belirlenmesinde ve gelişmesinde, bugünü ve geleceğe dair yönetme becerilerinin
gelişiminde başvurulacak yegâne alandır.
Kısaca siyaset,  fikirlerin uygulama alanıdır.
Siyasetin diğer bir yönü de ya ‘’ DEĞER’’ ya da ‘’ MENFAAT’’ ekseninde yapılıyor
olmasıdır.
Değer üzerinden yapılan siyaset, gerek siyasal mecraya ve gerekse kişiye itibar, saygınlık
yüklerken menfaat üzerinden yapılan siyaset hem siyasetçiyi küçültür hem de siyaset yapılan
alanı yozlaştırır.
Siyaset insan odaklı yapıldığı için siyaset alanını, içi kof bir derinliği olmayan köhne
sloganlarla, iddiası ve idealleri olmayan koşullara göre değişen fikirlerle beslersek yani
sadece oy avcılığına uyarlanan bir alana hapsedersek işe yarayan tercihleri güçlü fikirlerle
buluşturamayız. Bu durum siyasetin, sorun çözme kapasitesini yok etmenin yanında
kolaycılığa alan açarken eylem alanını fikir üretim mekanizmasını körelten bir mecraya
hapseder.
Dolayısıyla siyasette iktidar- muhalefet terazisi, eylem pratiklerine altık oluşturacak fikir ve
hizmet kalibresi ile ölçülür. İnsanı ve dolayısıyla hizmeti esas alan fikri kalibrenin
uygulanabilir etki gücü ve kapasitesi muhalefet için iktidar aracıdır, iktidar değişimlerinin
temel belirleyicisidir. Yoksa popülist veya oportünist yani fırsatçı çabalar bir yere kadar
etkilidir. Sizi belki kerhen iktidar yapar. Ancak başarılar kalıcı olmaz, olamaz. Bu sadece
başımıza vuran çöl sıcağının yarattığı halüsinasyonun vaha etkisi gibi ‘’ödünç
zaferler’’ kazandırır.
Bugüne gelecek olursak 14 Mayıs 2023 seçimlerine giderken siyasal ittifakların her iki
zeminini ayrı ayrı kategorize ettiğimizde, Cumhur İttifakının bir ‘’ DEĞER’’ üzerinden
belirginleştiğini, sözde Millet(!)İttifakına ise kişisel çıkarları önceleyen ‘’ MENFAAT ‘’
üzerinden bir değer yüklenmeye çalışıldığını görüyoruz. Cumhur İttifakı insanı ve ona
hizmeti esas alan bir değer ittifakıdır.
Millet İttifakı, çıkarı, kişisel ve partisel hesaplarını ülke ve millet çıkarları üstünde
tutmasından dolayı menfaat ittifakıdır.

Cumhur İttifakı son 21 yılda ülkede büyük dönüşümlere kapı araladı. Savunma Sanayi başta
yollar, köprüler, tüneller, hastaneler ve birçok alandaki alt ve üst yapı yatırımları ile ülkeyi
dönüştürmeyi başardı. Sahip olduğu sondaj ve sismik gemilerle Karadeniz’den çıkardığı doğal
gazı konutlara vererek enerjinin büyük külfet olduğu bu dönemde halkı büyük ölçüde
rahatlattı.
Gabar’dan günlük 10 bin varil kapasite ile kendi petrolümüzü çıkartacak koşulları oluşturdu.
ABD’nin hemen güney sınırımızda DEAŞ’ı bahane ederek bir tarafa DEAŞ’ı diğer tarafa
PKK/PYD’yi koyarak oluşturduğu terör tahterevallisiyle kurmaya çalıştığı bölücü terör
devletini sınırlarımızdan söküp attı.
Mavi Vatan kavramını bir kavram olmaktan çıkartıp vatan toprağı konseptine oturtarak bir
paradigma değişikliği oluşturdu.
Libya’da, Karabağ’da koşul değiştirerek sadece bölgesel değil, küresel bir aktör olma yolunda
güçlü bir karşılık üretti.
Ukrayna tahılı için Rusya ile müzakere yaparak yoksul ülkeler için bir fırsat eşitliği yarattı.
İlk yerli otomobilimiz DEVRİM’den tam 60 yıl sonra otomobil özlemimize son vererek ilk
yerli elektrikli otomobilimiz TOGG’u üreten iktidar olma sıfatıyla bir itibar ve prestij
yakaladı.
Dolayısıyla tüm bunları gerçekleştiren Cumhur İttifakı, duruş olarak kendisiyle çelişen başka
fikirlere sapmadan ülkesi için ülke insanı için oluşturulan bir DEĞERLER silsilesini ifade
eder.
Millet İttifakı olarak muhalefet bloğunun ve adayı Kılıçdaroğlu’nun en belirgin politik
çıkmazı nedir sorusuna verilecek cevap ise ‘’yalan, kurgu ve 180 derecelik dönek siyaset
anlayışıyla’’ bir mesafe alma gayreti içerisinde olmasıdır.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun HDP ile yaptığı ve içerisinde ‘’BÖLGESEL ÖZERKLİK’’,
‘’TERÖR OPERASYONLARINI DURDURMA’’, ÖCALAN ve DEMİRTAŞ’ın’’ affı ve
‘’ KAYYUM ATAMALARINA SON VERİLMESİ’’ ana başlıklı  12 maddelik cerahat
üreten protokol ortada dururken Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ’ın
Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini açıklamasından sonda birden ‘’ MİLLİYETÇİ’’ kesilmesi
HDP ile anlaştığı ‘’ KAYYUM’’ meselesinde çark etmesi  gibi algı üzerine kurulu, esas
malzemesi ‘’ TUTARSIZLIK ’’ olan bu siyaset tarzı neresinden tutsanız tutun  elinizde
kalırken bu politik yozlaşma, içine ettikleri bu günkü siyaset kurumunu foseptik çukuruna
çevirmiştir.
Şahsen Sayın Kılıçdaroğlu’nun yerinde ben olsaydım siyaseti sağa sola yalpalayarak her şekle
girerek ‘’ AMORF’’ biçimsiz ve kemiksiz bir siyaset tarzı yerine ‘’ KEMİKLİ’’ siyaseti
tercih eder kaybedersem de;
‘’ ONURUMLA VURUŞARAK KAYBEDERDİM! ’’

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.